Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD’nin kritik diplomatik adımları bu sürecin şekillenmesinde belirleyici rol oynarken, ülkenin doğusunda terör örgütü SDG’nin kontrolündeki bölgeler hâlâ çözüm bekleyen temel başlık olarak öne çıkıyor.
2000 yılında babası Hafız Esad’ın ölümünün ardından Suriye’nin başına geçen Beşar Esad, 30 yıla yaklaşan yönetimi boyunca otoriter politikalarıyla eleştirilen bir lider oldu. 1994’te ağabeyi Basil’in trafik kazasında ölmesinin ardından apar topar Londra’dan Şam’a çağrılarak liderlik için yetiştirilen Beşar Esad, 2000’de anayasada kendisi için yapılan yaş değişikliğiyle iktidara taşınmıştı.
Geçtiğimiz yıl 8 Aralık’ta yaşanan büyük halk hareketi ve ordudan kopmalar sonucu Esad rejimi tamamen çöktü. Hafız ve Beşar Esad dönemine ait semboller söküldü, Baas rejiminin etkili isimleri tutuklandı ya da ülkeyi terk etti. Kaotik kutlamalarla geçen ilk günlerin ardından, bugün Suriye daha sakin, kontrollü ve geleceğe daha umutla bakan bir tablo çiziyor.
İlk Yılda Güvenlik ve Siyasette Dengeler Değişti
Şam’daki Emevi Meydanı, bu yıl rejimin çöküşünün yıl dönümünde geniş güvenlik önlemlerine sahne oldu. Polis, yeni kurulan güvenlik noktalarıyla girişleri kontrol ederken, geçen yılki karmaşa ve taşkınlıkların tekrar yaşanmaması için bölgede düzen sağlandı.
Bir yıl boyunca olası bir iç savaş ya da silahlı kaos senaryolarının gerçekleşmediğinin altı çiziliyor. Mart ayında Lazkiye kıyılarında ve haziran ayında Süveyda’da yaşanan olaylar sınırlı kaldı. Bu bölgelerdeki güvenlik güçleri hakkında soruşturma açılması ve davaların yürütülmesi, yeni yönetimin şeffaflık vurgusunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Yeni hükümetin uluslararası tanınırlığı hızla artarken, Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara’nın BM Güvenlik Konseyi terör listelerinden çıkarılması da önemli bir diplomatik kazanım olarak görülüyor.
Kritik Dönüm Noktaları: Türkiye Merkezde
Uzmanlara göre Suriye’nin bu yeni dönemindeki en önemli üç dönüm noktası şöyle sıralanıyor:
1. Hakan Fidan’ın Şam ve Riyad Temasları
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam’a gerçekleştirdiği ilk üst düzey ziyaret, Arap dünyasının yeni Suriye yönetimiyle bağ kurmasının önünü açtı. Riyad’da yapılan görüşmeler, Arap Ligi içinde Suriye’nin yeniden aktif bir üye olarak kabul edilmesinin temelini oluşturdu.
2. Trump Yönetiminin Yaptırımları Kaldırması
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye üzerindeki yaptırımları kaldırdığını açıklaması, ekonominin iyileşmesinde belirleyici oldu. Cumhurbaşkanı Şara ile Riyad’daki yüz yüze görüşme, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ortak diplomatik başarısı olarak değerlendirildi.
3. Süveyda Krizi ve İsrail Saldırıları
Haziranda İsrail’in Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı bahçesine ve Savunma Bakanlığı binasına yaptığı saldırılar sonrası Suriye ordusunun belirli bölgelerden çekilmesi, Süveyda’nın fiilen bağımsız hareket etmesine yol açtı. Bu gelişmeler, Şam ile SDG arasındaki entegrasyon görüşmelerini de sekteye uğrattı.
Suriye’nin doğusu hâlâ SDG’nin kontrolü altında. Ülke bayrağındaki üçüncü yıldızın bu bölgeyi temsil ettiği hatırlatılırken, yıl dönümü kutlamalarının SDG tarafından yasaklanması dikkat çekti.
10 Mart’ta Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan entegrasyon anlaşması uygulanmadı. Anlaşmanın süresi yıl sonunda doluyor. Diplomatik çevrelere göre Şam yönetimi, kutlamaların ardından SDG dosyasına ağırlık verecek.




