Cumhurbaşkanı Macron, kararını 24 Temmuz akşamı X (eski adıyla Twitter) platformunda yaptığı resmi açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Paylaşımında, Fransa’nın Orta Doğu’daki adil ve kalıcı barış hedefi doğrultusunda Filistin’i tanımaya karar verdiğini ifade eden Macron, bu kararın Eylül ayında gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda resmen ilan edileceğini açıkladı.

“Fransa, Tarihsel Sorumluluğunu Yerine Getiriyor”

Macron açıklamasında, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a gönderdiği mektuba da atıfta bulunarak, Fransa’nın uluslararası hukuka olan bağlılığı çerçevesinde bu adımı attığını vurguladı. Macron, bölgede acil çözüm bekleyen krizin merkezinde Gazze’de süregelen savaşın sona erdirilmesi ve sivil halkın korunması gerektiğini belirtti.

Macron ayrıca, “Derhal ateşkes sağlanmalı, Hamas’ın elindeki rehineler serbest bırakılmalı ve Gazze’ye kapsamlı insani yardım ulaştırılmalıdır” diyerek bölgeye yönelik insani sorumlulukların altını çizdi. Hamas’ın silahsızlandırılmasının ve İsrail’in güvenliğini tehdit etmeyecek bir yapı kurulmasının da olmazsa olmaz olduğunu ifade etti.

İki Devletli Çözüme Güçlü Vurgu

Macron, çözüm yolunun net olduğunu belirterek, “Filistin devleti kurulmalı ve uluslararası toplumun desteğiyle ayakta kalmalıdır. Hamas’ın silahsızlanmayı kabul ederek İsrail’in varlığını tanıması, herkesin güvenliği açısından kritik bir adımdır” ifadelerini kullandı.

Fransa'nın, 28-30 Temmuz tarihlerinde Suudi Arabistan ile birlikte düzenleyeceği "Uluslararası Filistin Konferansı"na eş başkanlık yapacağı da açıklanırken, bu konferansın iki devletli çözüm vizyonunun detaylı şekilde ele alınacağı kaydedildi.

Filistin'den Teşekkür Mesajı

Karara ilk resmi tepki Filistin'den geldi. Filistin Devlet Başkan Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Fransa’nın kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Şeyh, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a, Filistin devletini tanıma kararından dolayı teşekkür ediyoruz. Bu adım, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkına ve bağımsız devlet kurma çabasına büyük bir destektir” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda, bu süreçte rol oynayan Suudi Arabistan’a da teşekkür etti.

İsrail ve ABD'den Sert Tepki

Fransa'nın bu tarihi kararına İsrail cephesinden sert tepki geldi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamasını “terörü ödüllendiren bir adım” olarak niteledi. Netanyahu, yaptığı açıklamada, “7 Ekim katliamının ardından bir Filistin devleti kurmak, Tel Aviv’in güvenliğini hiçe saymak demektir. Filistinliler İsrail’in yanında değil, yerine bir devlet istiyor” diyerek Macron’u şiddetle kınadı.

Bir diğer tepki ise ABD’den geldi. ABD Dışişleri Bakanı Rubio, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Amerika Birleşik Devletleri, Macron’un bu kararını şiddetle reddediyor. Bu tür adımlar barışa değil, bölgedeki istikrarsızlığa hizmet eder” ifadelerine yer verdi.

Yeni Bir Dönemin Kapısı mı Aralanıyor?

Fransa'nın bu adımı, Batı dünyasında Filistin meselesine yönelik politikaların yeniden şekillenmesi açısından tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Avrupa Birliği ülkeleri içinde Filistin’i resmen tanıyacağını duyuran ilk büyük güç olan Fransa, diğer ülkeler üzerinde de baskı oluşturabilir.

Eylül ayında BM Genel Kurulu’nda yapılacak resmi açıklama ve ardından beklenen diplomatik süreç, yalnızca Orta Doğu değil, uluslararası ilişkiler açısından da yeni bir dönemin habercisi olabilir.

Fransa’nın bu kararı, uzun yıllardır bekleyen ve çözüm arayan Filistin meselesinde bir kırılma noktası mı olacak yoksa bölgede gerilimi daha da mı artıracak, bunu zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki, Emmanuel Macron’un bu kararı, uluslararası siyasetin seyrini değiştirecek kadar önemli bir hamle olarak kayıtlara geçti.