Ons altın da benzer şekilde 4 bin 380 dolar seviyesinden 4 bin dolar sınırına çekildi. Rekor seviyelerden gelen bu düşüş, yatırımcıların yön arayışını artırırken, uzmanlardan 2026 yılına ilişkin yeni altın tahminleri geldi.
ABD-Çin Görüşmeleri Piyasaları Salladı
Altın fiyatlarındaki sert hareketlerde, ABD ile Çin arasında gerçekleştirilen üst düzey görüşmeler etkili oldu. Güney Kore’de bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ticaret ve enerji başta olmak üzere birçok konuda uzlaşma sinyali verdi.
Trump, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Çin’in büyük miktarlarda soya fasulyesi ve diğer tarım ürünleri alacağını belirtti. Ayrıca nadir toprak elementleriyle ilgili tüm engellerin kaldırıldığını ve tarifeler konusunda anlaşmaya çok yakın olduklarını söyledi.
Şi Cinping ise, iki ülke arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Çin’in kalkınması, ABD’nin ‘Amerika’yı yeniden büyük yapma’ vizyonuyla çelişmiyor” ifadesini kullandı. Bu açıklamalar, küresel piyasalarda risk iştahını artırırken, güvenli liman talebini zayıflattı.
Fed’in Faiz Kararı Altını Baskıladı
Piyasalar, hafta boyunca ABD Merkez Bankası (Fed) kararına odaklanmıştı. Fed, beklentilere paralel olarak politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75–4,00 aralığına çekti. Açıklamada, ekonomik büyümenin ılımlı seyrettiği, istihdam artışlarının yavaşladığı ve enflasyonun yılbaşından bu yana yükseldiği belirtildi.
Bilanço küçültme sürecinin 1 Aralık’ta sona ereceği açıklanırken, Fed Başkanı Jerome Powell temkinli mesajlar verdi:
“Aralık toplantısında faiz indirimi kesin değil. Çok yüksek belirsizlik ortamında hareket konusunda dikkatli olacağız.”
Powell’ın açıklamaları sonrası, piyasalarda faiz indirim beklentileri zayıfladı. 2026 yılına yönelik faiz indirimi tahmini sayısı 3’ten 2’ye düşerken, ABD tahvil faizleri %4,10 seviyesine, dolar endeksi ise 99,8’e yükseldi. Bu gelişmeler altın fiyatları üzerinde baskılayıcı etki yarattı.
Değerli Metallerde Dalgalı Seyir
Hafta genelinde değerli metallerde karışık bir tablo izlendi. Fed’in faiz indirimi kararı kısa süreli destek sağlasa da, Trump–Şi görüşmesinin risk iştahını artırması ve Powell’ın “şahin” açıklamaları altını baskıladı.
-
Altın ons fiyatı haftayı yaklaşık %2,7 düşüşle tamamladı.
-
Platin %2,3 değer kaybederken,
-
Paladyum %0,6 ve gümüş %0,2 oranında yükseldi.
Yatırımcılar, özellikle altın ve platin tarafında kâr satışlarının devam edebileceği uyarısında bulunuyor.
Baz Metallerde Arz-Talep Endişesi
Baz metal piyasalarında da ABD-Çin görüşmesi belirleyici oldu. Haftanın ilk yarısında gelen iyimser fiyatlamalar, görüşme sonrası kâr satışlarına döndü. Fed’in sıkı duruşu ve küresel büyüme endişeleri de metal fiyatlarını baskıladı.
Çin’in imalat sanayi PMI verisi Ekim 2025’te 49 seviyesine gerileyerek daralma bölgesinde kalmaya devam etti. Bu durum, küresel emtia talebine yönelik kaygıları artırdı.
Analistler, arz endişelerinin bakır fiyatlarını sınırlı ölçüde desteklediğini ancak rekor seviyelere yakın fiyatların yükseliş potansiyelini azalttığını belirtiyor.
2026 Altın Tahmini: Dalgalı Ama Yön Yukarı
Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen, birçok analist 2026 yılı için altın fiyatlarında yeniden yükseliş bekliyor. Enflasyonist baskıların sürmesi, merkez bankalarının rezerv alımlarını artırması ve jeopolitik risklerin devam etmesi altını orta vadede güçlü tutabilecek faktörler olarak öne çıkıyor.
Uluslararası piyasa analistleri, 2026’nın ilk çeyreğinde ons altının 4.200 dolar seviyelerine yeniden tırmanabileceğini, gram altının ise 6 bin TL’yi aşabileceğini öngörüyor. Ancak bu tahminlerde, Fed’in faiz politikası ve ABD-Çin ilişkilerinin seyrinin belirleyici olacağı vurgulanıyor.
Yatırımcıya Uyarı: Volatilite Sürecek
Uzmanlar, kısa vadede altın piyasasında sert dalgalanmaların sürebileceğini belirtiyor. Dolar endeksi ve tahvil faizlerindeki değişimlerin yanı sıra, küresel siyasi gelişmelerin de fiyatlar üzerinde belirleyici olacağı ifade ediliyor.
Yatırımcılara göre, bu süreçte “kademeli alım stratejisi” ve uzun vadeli perspektif büyük önem taşıyor. Altın, her ne kadar kısa vadede geri çekilse de, küresel belirsizliklerin arttığı dönemlerde güvenli liman olmaya devam edecek gibi görünüyor.
