Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bugün yapılacak ikinci toplantısına da katılmayacaklarını açıkladı. Bu kararın bir protesto ya da sabote girişimi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Atalay, Türk-İş’in komisyondaki konumuna ve asgari ücret sürecine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Komisyonda Varız Ama Karar Yetkimiz Yok”
Türk-İş Konfederasyonu ile Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde Türk-İş Genel Merkezi’nde düzenlenen “Çalışma Hukuku Buluşmaları” programında konuşan Ergün Atalay, asgari ücret görüşmelerine dair kamuoyunda oluşan tartışmalara açıklık getirdi. Atalay, Türk-İş’in kanun gereği uzun yıllardır Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer aldığını hatırlatarak, buna rağmen asgari ücretin belirlenmesinde sendikanın fiili bir karar yetkisi bulunmadığını ifade etti.
Asgari ücretin bugün bir “geçim ücreti” olmaktan çıktığını ve adeta “hayatta kalma ücreti” haline geldiğini dile getiren Atalay, mevcut ücretle bir ailenin değil, tek bir çalışanın bile bir hafta geçinmesinin mümkün olmadığını savundu. Türk-İş’in komisyondaki temel rolünün, asgari ücretlilerin yaşadığı geçim sıkıntısını dile getirmek ve bu sorunları kamuoyunun gündeminde tutmak olduğunu belirtti.
“Katılmamak Protesto Değil”
Atalay, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık’ta yapılan ilk toplantısı öncesinde, Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar tarafından hazırlanan ve toplantılara katılmama gerekçelerini içeren dosyanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a teslim edildiğini anımsattı. Bugün yapılacak ikinci toplantıya da katılmama kararının aynı gerekçelere dayandığını söyledi.
“Ben katılmıyorum. Benim katılmayacağım yere arkadaşlarım da katılmazlar” diyen Atalay, bu tutumun yanlış anlaşılmaması gerektiğinin altını çizerek, “Bu bir protesto ya da sabote etme girişimi değil. Böyle bir niyetimiz hiç olmadı” ifadelerini kullandı. Türk-İş’in temel görevinin emeklinin, işsizin ve asgari ücretlinin yaşadığı zorlukları anlatmak olduğunu vurguladı.
“Önce Vatan, Sonra Emek”
Konuşmasında sendikal duruşa da değinen Ergün Atalay, Türk-İş’in kurulduğu günden bu yana yalnızca işçiyi değil, aynı zamanda ülkenin bütünlüğünü ve toplumsal barışı öncelediğini söyledi. “Vatan olmadıktan sonra hiçbir şeyin önemi yok” diyen Atalay, bu anlayışın sendikanın tüm politikalarına yön verdiğini ifade etti.
Çalışma Hukuku ve Uluslararası Perspektif
Programda Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Yasser Ahmed Hassan da bir konuşma yaparak, çalışma hayatı ile hukuk arasındaki ilişkinin hem teorik hem de pratik boyutlarının ele alınacağını belirtti. Hassan, ILO’nun uluslararası sistemdeki rolü ve çalışma hayatına yönelik küresel standartlar hakkında bilgi verdi.
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Beşir Fatih Doğan ise çalışma hukukunun güncel sorunlarına değinerek, akademi ile sendikal yapılar arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.
Sempozyumla Devam Etti
“Çalışma Hukuku Buluşmaları” programı, çalışma hukuku alanında uzman akademisyenlerin katıldığı sempozyumla devam etti. Etkinlikte, Türkiye’de çalışma hayatının karşı karşıya olduğu sorunlar, hukuki düzenlemeler ve sosyal diyalog mekanizmaları kapsamlı şekilde ele alındı.
Türk-İş’in asgari ücret sürecine ilişkin bu tavrı, önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmeler ve açıklanacak yeni asgari ücret rakamı öncesinde tartışmaların odağında yer almaya devam edecek gibi görünüyor.




