Modern hayat temposu, serbest radikal üretimini artırarak hücrelerin savunma kapasitelerini zorlar. droxid.com.tr kurucularından Pınar Dinçer, “Oksidatif stresin kronikleşmesi, hem DNA bütünlüğünü hem de hücre döngüsünü olumsuz etkileyebilir; ancak dengeli yaşam alışkanlıkları bu yükü hafifletir” görüşünü paylaşır. Aşağıda, oksidatif mekanizmaların yaşlanma sürecine etkisi ve bu yükü azaltmak için izlenebilecek bilim temelli stratejiler ele alınır.
Oksidatif Stres Nasıl Oluşur?
Kısa açıklama: Metabolik süreçler ve çevresel faktörler hücre içinde reaktif oksijen türleri (ROS) üretir; bunlar kontrolsüz birikirse zararlı hâle gelir.
● Mitokondriyal enerji üretimi sırasında yan ürün olarak ROS oluşur.
● UV ışını, hava kirliliği ve sigara dumanı serbest radikal yoğunluğunu yükseltir.
● Endojen antioksidan sistem (glutatyon, süperoksit dismutaz vb.) dengesiz kaldığında oksidatif stres meydana gelir.
DNA Hasarı ve Hücresel Yaşlanma Arasındaki Bağ
Yeterli antioksidan savunması sağlanamadığında ROS, genetik materyali hedef alabilir.
● Tek ve çift iplikçik kırıkları, hücrenin onarım kapasitesini zorlar.
● Telomer kısalması hızlanır; bu durum, hücre bölünme sayısını sınırlar.
● Protein ve lipid peroksidasyonu, hücre zarının bütünlüğünü bozar.
● Biriken hasar, “senesens” adı verilen kalıcı duraklama üzerinden yaşlanma fenotipini tetikleyebilir.
Oksidatif Stresi Artıran Yaşam Tarzı Etkenleri
Küçük değişiklikler, serbest radikal yükünü gözle görülür biçimde azaltabilir.
● Yetersiz uyku: 6 saatten az uyku, endojen melatonin üretimini düşürür.
● Yüksek glisemik beslenme: Rafine şeker, ileri glikasyon ürünlerini çoğaltır.
● Düşük fiziksel aktivite: Sedanter yaşam, mitokondriyal verimi geriletir.
● Gereksiz UV maruziyeti: Koruyucu kıyafet ve güneş kremi kullanmamak ROS seviyesini yükseltir.
Antioksidan Savunmasını Destekleme Stratejileri
“Hangi besinlerde en iyi antioksidanlar bulunur?” sorusu, DNA koruması açısından kritik öneme sahiptir.
● Renkli sebze‐meyveler: Yaban mersini, nar ve ıspanak; flavonoid ve C vitamini kaynaklarıdır.
● Omega-3 yağ asitleri: Somon, ceviz ve keten tohumu, inflamasyonu sınırlayarak ROS üretimini dolaylı düşürür.
● Yeşil çay polifenolleri: Epigallokateşin gallat (EGCG), lipid peroksidasyonunu engellemeye yardımcı olabilir.
● Dengeli su tüketimi: Hücresel onarım süreçleri için genel hidrasyon elzemdir.
Antioksidan Takviyeleri Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
Beslenmeyle yeterli miktarda alınamadığında antioksidan takviyeleri devreye girebilir; seçim aşamasında şu adımlar önerilir:
- Biyoyararlanım verisi: Patentli veya liposomal formülasyonlar, emilim oranını artırabilir.
- Şeffaf etiketleme: İçerik miktarları, üçüncü taraf test sonuçlarıyla doğrulanmalıdır.
- Hekim onayı: Var olan sağlık durumu, alınan ilaçlar ve hedeflenen günlük miktar profesyonel görüşle netleştirilmelidir.
Güncel mevzuata uygunluk: Ürün “Takviye edici gıda” statüsünde olmalı; Türk Gıda Kodeksi gerekliliklerini karşılamalıdır.