Hamas ile İsrail arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının ayrıntıları netleşmeye başlarken, sürecin en kritik beş gününe girildi. Mısır, Katar ve Türkiye’nin yoğun arabuluculuk girişimleri sonucu imzalanan mutabakat, bölgedeki dengeleri kökten değiştirebilir.
Trump'tan Tarihi Açıklama: “Gazzede Savaşı Bitirdik”
ABD Başkanı Donald Trump, anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından yaptığı açıklamada, “Gazze’de savaşı bitirdik. Bu, barış için büyük bir adım. Türkiye, Katar ve Mısır’a teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan inanılmaz bir diplomatik çaba gösterdi; bireysel olarak sürece dahil oldu.” ifadelerini kullandı.
Trump’ın açıklamaları, Washington’un uzun süredir uzak durduğu Orta Doğu diplomasisinde yeniden güçlü bir rol üstlendiği yönünde yorumlandı. Özellikle Ankara’nın aktif rolü, bölgedeki barış arayışında Türkiye’nin stratejik önemini bir kez daha gündeme taşıdı.
Hamas: “İsrail Manipülasyon Peşinde”
Ateşkesin ardından Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, sürece ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kasım, İsrail’in “anlaşmada yer alan tarihleri, listeleri ve prosedürleri manipüle etmeye çalıştığını” belirterek, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun bu tutumla “süreci kontrol eden lider imajı” yaratmaya çalıştığını öne sürdü.
Kasım, “Hiçbir esir takası, saldırıların tamamen durdurulacağına dair açık bir taahhüt olmadan kabul edilmedi. Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir Gazze’ye yönelik yürütülen savaşın sonunu temsil ediyor.” dedi.
Hamas sözcüsü ayrıca, “İsrail ordusu yüz binlerce şehit ve yaralıya neden olan bir soykırım gerçekleştirdi. Ancak Filistin halkı, tüm yıkıma rağmen direnişini sürdürdü.” ifadelerini kullanarak uluslararası topluma “İsrail’i anlaşmaya uymaya zorlayın” çağrısında bulundu.
Kasım, esir takasının önümüzdeki günlerde başlayacağını doğruladı ve “İsrail’in çekilme takvimini geciktirmeye çalıştığını biliyoruz, ancak bu manevralar Filistin halkının moralini bozamayacak.” diye ekledi.
İsrail'de Gergin Bekleyiş
Times of Israel’in aktardığına göre, Başbakan Netanyahu liderliğindeki güvenlik kabinesi Kudüs’te acil bir toplantı yaptı. Rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin resmen başlatılması için hazırlanan anlaşma, bakanlar kurulunda tartışıldı.
Kaynaklar, kabinenin çoğunluğunun anlaşmaya onay vermesinin beklendiğini belirtiyor. Ancak İsrail iç siyasetinde bazı aşırı sağcı isimlerin “Hamas’a taviz verildiği” gerekçesiyle anlaşmaya karşı çıkması bekleniyor.
Tel Aviv yönetimi içinde yaşanan bu fikir ayrılıklarının, sürecin ilk günlerinde uygulanacak adımları yavaşlatabileceği yorumları yapılıyor.
Ateşkesin sağlanmasında en dikkat çekici unsurlardan biri, bölgesel arabulucuların koordineli biçimde yürüttüğü diplomatik trafiğin başarısı oldu.
Ankara’nın diplomatik girişimleri, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğrudan temasları, sürecin tıkanan noktalarında belirleyici rol oynadı. Mısır ise sınır güvenliği ve insani yardımlar konusunda kritik bir kolaylaştırıcı ülke olarak öne çıktı.
Katar ise hem Hamas hem de İsrail tarafıyla yürüttüğü görüşmelerde mali destek ve yeniden imar planlarının koordinasyonunu üstlendi.
Uluslararası gözlemciler, bu üç ülkenin iş birliğini “bölgesel diplomasi açısından yeni bir paradigma” olarak nitelendiriyor.
Gazze’de Yeni Dönem: Beş Günlük Kritik Takvim
Ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle Gazze’de önümüzdeki beş gün, bölgenin geleceği açısından belirleyici olacak.
-
1. Gün: Taraflar arasında ateşkesin resmi olarak başlaması ve İsrail ordusunun kademeli olarak çekilmesi.
-
2. Gün: İlk esir takası listelerinin onaylanması ve serbest bırakma sürecinin başlaması.
-
3. Gün: Gazze’ye insani yardım koridorlarının açılması, Mısır üzerinden yardım sevkiyatının hızlanması.
-
4. Gün: Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası konferans hazırlıklarının başlatılması.
-
5. Gün: Tarafların anlaşmanın uygulanmasını değerlendireceği ortak izleme komitesinin ilk toplantısı.
Bu beş günün başarıyla geçirilmesi, yalnızca Gazze’nin değil tüm Orta Doğu’nun geleceği açısından tarihi bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği, anlaşmayı “barışa giden yolda umut verici bir adım” olarak nitelendirdi. Ancak uzmanlar, kalıcı barışın sağlanabilmesi için tarafların karşılıklı güven inşa etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
BM Orta Doğu Özel Temsilcisi’nin ifadesiyle, “Bu sadece bir ateşkes değil; yıkılmış bir bölgeyi yeniden ayağa kaldırmak için verilen bir sınav.”




