AKP, MHP ve DEM Parti’den birer milletvekilinin yer aldığı heyetin Abdullah Öcalan ile görüşmesine onay çıkarken, CHP ile DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin oluşturduğu Yeniyol Grubu ziyarete katılmama kararı aldı.

Söz konusu karar, sadece komisyon çalışmaları bakımından değil, Türkiye’nin uzun yıllardır tartıştığı çözüm süreci dinamikleri açısından da “siyasi bir kırılmanın işareti” olarak değerlendiriliyor.

Komisyonda Kritik Oylama: Karar Sadece Bir Ziyaret Değil

5 Ağustos’ta çalışmalarına başlayan TBMM Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun en tartışmalı gündem maddesi, İmralı’ya yapılacak ziyaretin kapsamı ve komisyon üyelerinin kimlerden oluşacağıydı.

Türkiye’de Taşımacılık Sektörünün Genel Dönüşümü
Türkiye’de Taşımacılık Sektörünün Genel Dönüşümü
İçeriği Görüntüle

21 Kasım Cuma günü yapılan oylamada komisyon, İmralı’ya bir heyet gönderilmesini resmen kararlaştırdı.

Bu ziyaretin diğer tüm girişimlerden farkı ise şu:

  • Öcalan ilk kez resmi bir TBMM heyeti tarafından ziyaret edilecek.

  • Yapılacak görüşmeler Meclis tutanaklarına girecek, yani devlet arşivinde kayıt altına alınacak.

  • Bu nedenle ziyaret, sıradan bir komisyon faaliyeti değil; ülke siyasetinde yeni bir dönemin kapısını aralayabilecek bir gelişme olarak yorumlanıyor.

CHP ve Yeniyol Grubu Neden Üye Vermedi? Aynı Kaygıda Buluşuyorlar

İmralı ziyaretine katılmama kararı alan CHP ile Yeniyol Grubu’nun tutumları, parti içi ve toplum genelindeki hassasiyetlere dayanıyor.

Hem CHP hem de Yeniyol grubunda yer alan partiler, benzer gerekçelerle heyete üye vermekten kaçındı:

1. Toplumsal hassasiyetler

Parti kurmayları, özellikle son yıllarda artan kutuplaşma ortamında İmralı ziyaretine verilecek desteğin geniş kesimlerde tepkiye yol açabileceğini belirtiyor.

2. Parti tabanlarının henüz bu sürece hazır olmadığı düşüncesi

CHP’de olduğu gibi DEVA, Saadet ve Gelecek Partisi’nde de tabanların Öcalan ile görüşme fikrine "sıcak bakmadığı" belirtiliyor.

CHP kaynaklarına göre İmralı’ya gidilmesi, parti içinde “üçüncü yol” arayışlarını ve son dönemde yükselen milliyetçi damarı olumsuz etkileyebilir.

AKP ve MHP’de de Tereddüt Vardı: Ancak Karar “Devlet Politikası” Olarak Sunuldu

İktidar kanadında da İmralı konusundaki hassasiyetlerin yok olmadığı biliniyor. Ancak AKP kurmayları, görüşmeyi:

  • “Yeni barış sürecinin parçası”

  • “Terörsüz Türkiye vizyonu”

  • “Toplumsal barışın kurumsal zemini”

olarak nitelendiriyor.

MHP’nin komisyonda üye görevlendirmesi ise kulislerde “sürecin devlet kontrolünde yürütüldüğü” mesajı olarak değerlendiriliyor.

Yeni Barış Arayışı Destek Görüyor mu? Araştırmalar Umut Veriyor

Kamuoyu araştırmalarına göre hükümetin “Terörsüz Türkiye” adını verdiği yeni barış süreci girişimine destek beklenenden yüksek.

Anketlerde süreç için:

  • %80–85 arası destek

  • Özellikle genç seçmen arasında “çatışmanın bitmesi” yönünde güçlü bir talep bulunduğu belirtiliyor.

Bu veriler, siyasi partilerin sürece bakışının toplumdaki karşılığıyla tam olarak örtüşmediğini gösteriyor.

Siyasi Dengeler Değişir mi? Siyasetçiler ve Uzmanlar İkiye Bölündü

İmralı ziyaretinin TBMM tarafından yapılacak olması, Türkiye’nin 2013–2015 arasındaki çözüm süreci döneminden çok daha kurumsal bir zemin yaratacağı yorumlarına neden oldu.

Uzmanlara göre bu kararın olası siyasi etkileri şöyle sıralanıyor:

1. İktidar cephesinde yeni bir açılım tartışması başlayabilir

AKP, süreci yönetme kapasitesini yeniden göstererek siyasi avantaj elde etmeyi hedefleyebilir.

2. Muhalefette yeni ayrışmalar tetiklenebilir

CHP’nin kararı, parti içindeki ulusalcı–reformcu tartışmasını yeniden gündeme taşıyabilir.

3. DEM Parti’nin konumu güçlenebilir

Resmi TBMM heyetiyle Öcalan görüşmesi, DEM Parti’nin müzakere sürecindeki konumsal etkisini artırabilir.

Ankara’da Beklenti: Süreç Kontrollü Ama Geri Dönüşü Olan Bir Yol

Siyasi çevrelere göre bu ziyaret, tek başına bir çözüm getirmeyecek ancak yeni bir kapı aralayacak.

Devlet kurumları ise “her adımın kontrollü şekilde ilerleyeceğini” vurguluyor.

Özetle; CHP ve Yeniyol Grubu’nun heyete katılmama kararı süreci durdurmasa da, siyaset sahnesindeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir.