Sahte evrak, mühür ve imzalar düzenleyerek ölen kişilere ait tapuları üzerine geçiren ve daha sonra gayrimenkulleri “legal” görünümlü alıcılara satan çeteden 8 kişi tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Hedef: Kimsesizler ve Yurtdışında Yaşayan Mirasçılar
Gazeteci Emrullah Erdinç’in Habertürk yayınında verdiği bilgilere göre çetenin hedef aldığı tapuların büyük bölümü Osmanlı döneminden kalma, kayıtları zor bulunan veya sahiplerinin/ mirasçılarının nerede olduğunu bilmediği tapular. Erdinç, “Bu sistemin ilk ayağı Osmanlı döneminden kalmış tapular. Birçok kişi zaten bunun kimde, nerede olduğunu bilmiyorlar. Geneli yurt dışında yaşıyor. Bilmedikleri için de çete devreye giriyor.” ifadelerini kullandı.
Çetenin yöntemi şöyle işliyor: hedeflenen gayrimenkulde uzun süredir kira veya herhangi bir hukuki hareketlilik yoksa, şebeke çalışanları bunun üzerine yoğunlaşıyor. Emlakçılar bölgedeki konutların kimler tarafından kullanıldığını takip ediyor; çete bu bilgilerle planlamasını yapıyor. Ardından sahte evrak, mühür ve imzalar hazırlanarak tapu devri sağlanıyor.
Erdoğan’ın açıklamalarına göre şebeke yalnızca sahte belgelerle yetinmiyor; bazı tapu işlemlerine aracılık eden memurların ve “legal” görünümü veren alıcıların da rolü olduğu belirtiliyor. Tapuda görevli memurların yardımıyla bir daire birkaç kere el değiştiriyormuş; Erdinç, “O daireyi 4-5 kere el değiştirtiyorlar. Daha sonra legal kişilere satmış oluyor.” dedi. Böylece işlemler, dışarıdan bakıldığında yasal zeminde gerçekleştirilmiş gibi görünür hale geliyor.
Şebekenin Çalışma Biçimi: Borçlandırma ve Sahte Mirasçılar
Erdinç, çetenin farklı taktikler kullandığını; bazen mirasçıların öldüğünü kabul ederek işlem tesis ettiklerini, bazen de “ölmemiş” kişileri borçlandırma yoluyla hızla tasfiye ederek tapuyu başka isimlere geçirdiklerini aktardı. Bu iki yöntem bir arada veya ayrı ayrı uygulandığında, mağdurların tapu kayıtlarından habersiz olmaları halinde tespit edilmeleri ve haklarını geri almaları güçleşiyor.
Ölçü: Milyonlarca Liralık Vurgun
Soruşturma makamları ve basına yansıyan ilk bilgiler, çetenin milyonlarca lira değerinde gayrimenkul üzerinden vurgun yaptığını gösteriyor. Ele geçirilen çok sayıda tapu kaydının olduğu, şebekenin birden fazla ilde faaliyet göstermiş olabileceği bildiriliyor. Resmi soruşturma ve iddianame süreçleriyle birlikte çetenin tam büyüklüğü ve zararın hesaplanacağı belirtiliyor.
Şebekeye ilişkin yürütülen soruşturmada 8 kişi suçüstü veya takip sonucu yakalanarak haklarında işlem yapıldı; bu kişiler cezaevine gönderildi. Soruşturmanın devam ettiği, diğer şüphelilerin tespiti ve ele geçirilen tapu kayıtlarının detaylı incelemesinin sürdüğü öğrenildi. (Yetkili makamların açıklamaları soruşturmanın selameti açısından bekleniyor.)
Mağdurların Durumu ve Olası Yol Haritası
Uzaktan veya bilmedikleri bir yerde yaşayan mirasçıların hedef seçildiği bu tip dolandırıcılık vakalarında mağdurların haklarını aramaları zor olabilir; yine de atılabilecek bazı adımlar şu şekilde özetlenebilir:
-
Tapu kayıtlarının düzenli kontrolü: Kendi üzerinize kayıtlı veya miras olarak intikal etmiş olabilecek taşınmazları tapu sicilinden düzenli olarak sorgulatmak (e-devlet / tapu müdürlükleri aracılığıyla).
-
Eksik veya eski kayıtların takibi: Osmanlı döneminden kalma eski tapuların bulunması veya kaydının güncel olmadığını düşünenlerin hukuk danışmanına başvurması.
-
Şüpheli alım-satımların bildirilmesi: Mahalle emlakçılarının veya şüpheli tapu devirlerinin fark edilmesi durumunda savcılığa suç duyurusunda bulunulması.
-
Hukuki destek: Tapu iptali ve tescil gibi davalar için alanında uzman bir avukattan yardım alınması.
Bu öneriler haberin genel bilgi amacı taşımakta olup somut hukuki durumlar için kişiye özel avukat görüşü gerekecektir.
Kayıtların Eskiliği ve İletişim Kopukluğu
Çetenin işleyişinde iki ayrı zayıf halka dikkat çekiyor: birincisi, tapu kayıtlarının çok eski olması ve ilgili kişilerin nerede olduğunun bilinmemesi; ikincisi ise mirasçıların yurtdışında olması ve Türkiye’deki haberleşme/ denetim mekanizmalarına uzak kalmaları. Bu iki unsur, organize şebekelerin sahteciliği kolaylaştırıyor.
Böylesi organize dolandırıcılık olayları, emlak piyasasında güvensizlik yaratma potansiyeli taşıyor. Alıcıların ve satıcıların işlemler sırasında daha dikkatli olmaları, tapu sicili ve ilgili belgelerin titizlikle denetlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca törensel eski tapuların dijitalleştirilmesi ve mirasçı iletişim bilgilerinin güncellenmesi gibi önlemler, benzer vakaların önüne geçilmesine katkı sağlayabilir.