Gündem

Şirket Yöneticilerinin "Güveni Kötüye Kullanma" Suçu ve Cezai Sorumluluk

Şirket Yöneticilerinin "Güveni Kötüye Kullanma" Suçu ve Cezai Sorumluluk

Abone Ol

Ticari şirketlerde (Anonim veya Limited), şirketi yöneten kişilere (Yönetim Kurulu Üyeleri, Müdürler) şirketin mal varlığı ve parası emanet edilir. Yöneticilerin, bu emaneti şirketin menfaatine kullanmaları yasal bir zorunluluktur. Ancak uygulamada, bazı yöneticilerin şirket parasını şahsi harcamaları için kullandığı, şirkete ait araçları veya taşınmazları kendi üzerlerine geçirdiği veya şirketi zarara uğratarak haksız menfaat sağladığı görülmektedir. Bu eylemler, sadece hukuki tazminat sorumluluğu doğurmaz; aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinde düzenlenen "Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma" suçunu oluşturur. İzmir’de şirket içi yolsuzlukların tespiti ve cezalandırılması sürecinde Mertcan Turan Hukuk ve Danışmanlık, hem şirket tüzel kişiliğini hem de mağdur ortakları temsil etmektedir.

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu, 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve adli para cezası gerektirir. Bu suç, şikayete tabi değildir; savcılık resen soruşturur. Suçun oluşması için, yöneticinin kendisine tevdi edilen malı veya parayı, amacı dışında kullanması yeterlidir. Örneğin, şirketin kasasından para alıp geri koymamak veya şirketin çekini şahsi borcu için ciro etmek bu suçu oluşturur. Ayrıca, "Muhasebe Hilesi" yaparak bu işlemleri gizlemeye çalışmak, "Özel Belgede Sahtecilik" veya VUK 359 kapsamında "Vergi Kaçakçılığı" suçlarını da beraberinde getirebilir. Bu durumda süreç, bir Vergi Avukatı gözüyle de incelenmelidir.

Bu tür durumlarda, öncelikle şirketin hesaplarının bağımsız denetçiler veya bilirkişilerce incelenmesi ve zararın tespit edilmesi gerekir. Ardından savcılığa suç duyurusunda bulunulur. Eş zamanlı olarak, yöneticinin şirkete verdiği zararın tazmini için Asliye Ticaret Mahkemesi’nde "Sorumluluk Davası" açılır ve yöneticinin şahsi mal varlığına tedbir konulur.

Şirket ortakları arasındaki husumetlerde de karşılıklı suçlamalar sıkça yapılır. Bir ortağın diğerini haksız yere suçlaması "İftira" suçunu oluşturabilir. Bu hassas dengede, hem şirketler hukukuna hem de ceza hukukuna hakim bir İzmir Şirket Avukatı ile çalışmak, sürecin doğru yönetilmesini sağlar. Şirket malı deniz değildir; her kuruşun hesabı hukuken sorulur.