İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha önce adli kontrolle serbest bırakılan otel sahibi ve bir çalışanı hakkında yeniden yakalama kararı çıkardı. Soruşturma dosyasına giren yeni bilgiler, olayın seyrini daha da karanlık hale getirdi.
Savcılık, ölüm zincirini başlatan ihmaller bütününü ayrıntılarıyla ortaya koyarken, güvenlik kamerası görüntüleriyle desteklenen yeni tespitler kamuoyunda infial yarattı. Buna göre, Böcek ailesinin yardım istemek için otelin girişine indiği sırada, kapıların kilitli olduğu ve ailenin içeride mahsur kaldığı anlaşıldı. Baba Servet Böcek’in dışarıdan cam kapıyı kırmaya çalıştığı görüntüler dosyada yer aldı.
İzinsiz İlaçlama, Sertifikasız Çalışan
Savcılığın İl Sağlık Müdürlüğü'nden aldığı bilgiye göre, otele ilaçlama hizmeti veren firmanın resmî izin belgesi bulunmuyordu. Dahası, ilaçlamayı yapan kişinin de yetkili sertifikası olmadığı tespit edildi.
Dosyaya giren ifadelere göre çalışan, ilaçlamanın yapıldığı 101 numaralı odanın kapılarını “sızıntı olmasın” diye bantladığını iddia etti. Ancak Adli Tıp’ın açıklamasına göre üst kattaki 201 numaralı odada kalan Böcek ailesinin odasında havalandırma bulunmuyordu.
Savcılık, otel yönetiminin kokuyu fark etmesine rağmen gerekli önlemleri almamasını, çalışanların çelişkili ifadelerini ve kapıların kilitlenmesini “hayatın olağan akışına aykırı” buldu.
Kilitli Kapı İtirafı: “Kokudan Rahatsız Oldum, Kapıyı Kapattım”
Soruşturmanın en kritik noktası resepsiyon görevlisinin ilk ifadesinde ortaya çıktı. Görevli, otelde ağır bir koku hissettiğini, binayı terk etmeden önce ana kapıyı kilitlediğini söyledi. Ancak şüpheli sıfatıyla verdiği sonraki ifadede bu detaya yer vermedi. Savcılık, değişen ifadeleri dikkat çekici buldu.