Ancak mitingin geç başlaması nedeniyle pek çok katılımcının alanı konuşmalar başlamadan terk etmesi, tertip komitesine yönelik eleştirileri de beraberinde getirdi. Mitinge damgasını vuran temel slogan ise “Asgari değil, insanca ücret” oldu.
Yoğun Yağmur, Geç Başlayan Program, Dağılan Kalabalık
Sabah saatlerinden itibaren Adana’nın dört bir yanından gelen işçi, emekçi ve sivil toplum örgütleri, Uğur Mumcu Meydanı’ndaki miting alanına yürümek üzere Kasım Gülek Köprüsü’nde toplandı. Yağmur altında geçen bekleyişin ardından kortejler yaklaşık bir saatlik yürüyüşle alana ulaştı. Ancak yürüyüş öncesinde yapılan uzun bekleme ve yürüyüşün bir saate yakın sürmesi nedeniyle miting alanına erken gelen birçok katılımcı, programın başlamasını beklemeden alanı terk etti. Tertip komitesinin konuşması başladığında alanda sadece birkaç yüz kişi kalmıştı.
Bu durum, organizasyonun planlamasıyla ilgili eleştirileri gündeme getirdi. Mitingin kitlesel boyutuna rağmen seslendirilen taleplerin geniş kitlelere ulaşamaması, özellikle sendika temsilcileri ve katılımcılar tarafından hayal kırıklığı olarak değerlendirildi.
Renkli Yürüyüş: Bandolar, Sloganlar, Talepler
Yürüyüş bölümü ise coşkulu ve rengârenk görüntülere sahne oldu. Genel-İş’in işçi bandosu ve Eğitim-Sen’in erbane ekibi kortej boyunca müzikleriyle yürüyüşe eşlik etti. Taraftar gruplarının katılımı ve açtıkları pankartlar mitinge ayrı bir dinamizm kattı. Yürüyüş boyunca atılan sloganlarda ekonomik talepler kadar, barış, özgürlük, adalet ve eşitlik talepleri de öne çıktı.
Kortejlerde dikkat çeken bazı gruplar ve mesajlar şöyleydi:
10 Ekim Derneği, Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak ve adalet talep etmek için katıldı.
Adana Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları, staj ve çıraklık süresinin sigorta başlangıcı sayılması için yürüdü.
Alevi örgütleri, eşit yurttaşlık vurgusu yaptı.
Emekliler, “insanca yaşanacak maaş” talebini dile getirdi.
Filistin bayrakları taşıyan gençler, Gazze halkına destek verdi.
Yaşam Hakkı Savunucuları, sokak hayvanlarının öldürülmesine yönelik yasal düzenlemelere karşı “eşit ve türcü olmayan bir dünya” çağrısında bulundu.
Yürüyüşte ayrıca, geçtiğimiz aylarda Zonguldak’ta kaçak bir maden ocağında öldürülen Afgan işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin fotoğrafı taşındı.
Tertip Komitesi: “1 Mayıs, Emeğin İsyan Günüdür”
Mitingde kalan kitleye hitap eden Tertip Komitesi Başkanı Cudi İmrek, 1 Mayıs’ın bir kutlama günü değil, emeğiyle geçinenlerin adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerini haykırdığı bir mücadele günü olduğunu vurguladı. İmrek, ekonomik krizin derinleştiğini ve emekçilerin yaşam koşullarının giderek kötüleştiğini belirterek, şu talepleri sıraladı:
Asgari değil, insanca bir ücret.
Güvenceli çalışma koşulları.
Kadınların, gençlerin ve göçmen işçilerin sömürüsüne son verilmesi.
Sendikal hakların ve grev hakkının önündeki engellerin kaldırılması.
KHK’larla ihraç edilen kamu emekçilerine haklarının iade edilmesi.
Ekolojik yıkıma karşı doğayla birlikte emeğin savunulması.
Kadın cinayetlerine ve nefret söylemlerine karşı etkin mücadele.
Siyasî Mesajlar: Taksim, Kayyumlar ve İmamoğlu
Konuşmada, Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs yürüyüşlerine kapatılması ve 1 Mayıs öncesi yapılan çok sayıda gözaltı da sert bir dille eleştirildi. “Taksim 1 Mayıs meydanıdır, bu böyle bilinsin” diyen İmrek, halkın demokratik haklarının gasp edildiğini savundu.
İmrek ayrıca, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasına karşı çıktı. “Halkın seçtiği yöneticileri ancak halk görevden alabilir,” diyen İmrek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecini de “demokratik kurumlara müdahale” olarak nitelendirdi ve birleşik mücadele çağrısı yaptı.